بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا ٣٠

Artık tatınız, artık size azâb artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا ٣١

Şüphesizki korunanlara halâs ve kâm var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا ٣٢

Hadîkalar var, üzümler var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا ٣٣

Ve turunç sîneli yaşıtlar var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا ٣٤

Ve bir dolgun peymâne var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا كِذَّٰبٗا ٣٥

Orada ne boş bir lâf işitirler ne de bir tekzîb.

– Elmalılı Hamdi Yazır

جَزَآءٗ مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابٗا ٣٦

Bir karşılık ki Rabb’inden atâ, yetermi yeter.

– Elmalılı Hamdi Yazır

رَّبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلرَّحۡمَٰنِۖ لَا يَمۡلِكُونَ مِنۡهُ خِطَابٗا ٣٧

O göklerin ve yerin ve bütün aralarındakilerin Rabb’i, Rahman, bir hıtaba malik olamazlar ondan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَوۡمَ يَقُومُ ٱلرُّوحُ وَٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ صَفّٗاۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنۡ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَقَالَ صَوَابٗا ٣٨

O günkü kıyama duracak ruh ve melâike saf saf Bir kelime söyleyemezler, o kimseden başka ki o Rahman ona izin vermiş o da savabı söylemiştir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلۡحَقُّۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ مَـَٔابًا ٣٩

O günkü haktır, o halde dileyen Rabb’ine varacak bir yüz edinsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّآ أَنذَرۡنَٰكُمۡ عَذَابٗا قَرِيبٗا يَوۡمَ يَنظُرُ ٱلۡمَرۡءُ مَا قَدَّمَتۡ يَدَاهُ وَيَقُولُ ٱلۡكَافِرُ يَٰلَيۡتَنِي كُنتُ تُرَٰبَۢا ٤٠

Çünkü biz size yakın bir azâbı ihtar ettik, o gün ki kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve diyecek ki kâfir: ah ne olaydı ben bir türâb olaydım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu